Muhasebe

DAVRANIŞSAL MUHASEBE NEDİR?

Muhasebe; parayla ifade edilebilen mali nitelikteki işlemleri kaydederek işletmenin finansal bilgilerini karar alma sürecinde olan bilgi kullanıcılarına finansal tablo şeklinde aktaran bir bilim dalıdır.

-Bu bilgiyi üreten ve çeşitli amaçlar doğrultusunda analiz eden muhasebe meslek mensuplarının ise duygu ve düşünceleri, kişilik özellikleri ve toplumsal kültürleri ile inançları bilginin üretilmesi sırasında etkili olmaktadır.

Davranışsal muhasebe olarak tanımlanan bu kavram, bilgi üreticisinin ve kullanıcısının bilişsel özellikleri üzerindeki muhasebe etkisini incelemektedir.

Bilgi teknolojilerine ve sosyal bilimlerde yaşanan gelişmeler muhasebe bilimini de önemli düzeyde etkilemiştir. Bunun sonucu olarak geleneksel muhasebe çeşitli değişimler yaşamış ve farklı alt dallara ayrılmıştır.

Dolayısıyla yaşanan bu gelişmeler muhasebeyi değiştirmiş ve faklı yapılar halinde şekillendirmiştir. Önceleri sadece kayıt işleminden ibaret olduğu düşünülen geleneksel muhasebenin de kapsamını genişlemiştir.

Bu genişlemenin en önemli çıktısı davranışsal muhasebenin oluşumudur. Davranışsal muhasebe kişilerin bir muhasebe olayıyla karşılaştıklarında sergiledikleri davranışlarını incelemektedir. Bu kavramın ortaya çıkması ise davranışsal iktisadın büyük bir yerinin olduğunu söylemek gereklidir.

– İktisadın temel varsayımı olan homo economicus, kıt kaynaklarla maksimum fayda elde etmeye çalışan insanları ifade etmektedir. Başka bir deyişle insan beklenen fayda teorisinin de temelini oluşturan rasyonel davranış varsayımına göre hareket etmektedir. Ancak tüm insanların rasyonel davranışlar gösterdiğinden bahsetmek mümkün değildir

 -Çünkü insan çevresiyle sürekli olarak etkileşim gösteren, belirli normlara ve inançlara sahip kendine özgü kişiliği bulunan canlı varlıklardır. Dolayısıyla insanla beklentilerin aksine rasyonel yerine çoğu zaman irrasyonel davranış sergilemektedir (Marşap ve Gökten, 2016; 346).

Genel olarak muhasebe fonksiyonu sermaye piyasalarında çok önemli bir rol oynamaktadır. Çünkü işletmelerin faaliyetlerinin dönemsel olarak ekonomik sonuçlarını özetleyen mali tablolar, muhasebe sisteminin bir çıktısıdır.

-Dolayısıyla muhasebe sistemi, işletme faaliyetlerini tanımlamak, ölçmek, tablo haline getirmek ve paydaşlara ve diğer kullanıcılara ekonomik verinin iletilmesini sağlamaktadır.

-Muhasebe bilgi sistemi ile bilgi alıcısı arasındaki ilişki iletişim süreci olarak adlandırılmaktadır. Bir bilgi sistemi açısından muhasebe bilgiyi kodlar ve gönderir, finansal raporun okuyucusu ise bir alıcı görevi sorumluluğu taşımaktadır.

-Ancak aynı uyarıyı alan tüm alıcıların aynı miktarda bilgiyi aldığı kesin değildir. Çeşitli araştırmalardan da görüleceği üzere benzer uyarıcıların tüm kodlayıcılar tarafından aynı şekilde kodlanmadığı açıklanmış, kazançlar ve maliyetler açısından farklılıkların olduğu tespit edilmiştir. Bu gerçekler göz önünde bulundurulduğunda davranış biliminin muhasebe üzerinde önemli etkilerinin olduğu görülmektedir.

-Örneğin amortisman ve diğer yönetim politikalarının farklılıklar göstermesi farklı alıcıların aynı sembol setinden farklı miktarda ve türde bilgi elde etmesine neden olmaktadır ( Hofstedt ve Kinard, 1970; 54).

-Küreselleşme ile birlikte muhasebe kayıtlarının farklı ülkelerdeki uygulamaları genel bir sorun haline dönüşmüş ve bu farklılıkların önüne geçebilmek için uluslararası düzeyde çeşitli standartlar belirlenmiştir.

-Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’nun yapmış oldukları çalışmalar sonucunda finansal tabloların objektif olarak hazırlandığı varsayılmaktadır. Bu durum muhasebecilerin standartları uyguladıkları durumlarda finansal tabloların ülkeler arasında karşılaştırılabilir olduğunu göstermektedir.

-Ancak burada dikkat edilmesi gereken durum muhasebenin gelişim sürecinde davranışsal faktörlerin göz ardı edilmesidir. Davranışsal araştırmalar sadece yatırımcıların ve diğer paydaşların insani yönlerine odaklanmıştır.

-Oysaki yatırımcılar ve sermaye piyasası katılımcıları tarafından ekonomik kararlar vermek için kullanılan bilgiler, muhasebe standartlarını yorumlayıp uygulayan profesyonel muhasebeciler tarafından hazırlanmaktadır. Dolayısıyla muhasebecinin kişisel özellikleri ve insani yapıları mali tabloları etkileyebilmektedir. (Hellmann, 2016; 39).

-Özellikle bilgi işleme davranışı, yargı kalitesi, kullanıcıların ve muhasebe bilgileri sağlayıcılarının ortaya çıkardığı muhasebe problemleri ve karar verme becerileri davranışsal muhasebenin temelini oluşturmaktadır. (Kutluk, 2017; 191).

Muhasebenin davranışsal yapısını etkileyen faktörler şöyledir: ( Usul, 2007; 26-28);

-Kültür: Bir toplumun sahip olduğu kültür yapısı, o ülkedeki muhasebe sisteminin oluşmasında önemli bir etkendir. Örgüt yapısını, davranışlarını, muhasebe çevresini ve muhasebe olgusunu bilişsel hareketler il etkileyip muhasebe organizasyonunun oluşmasında doğrudan etkilidir.

 İnanç: Çocukluk dönemiyle başlayan öğrenme, düşünsel yapılar ile olaylar arasındaki neden sonuç ilişkisini kurmaktadır. Bu durum genelleştirilerek toplum yapısını oluşturmakta ve daha sonra olaylar inançlara göre yorumlanmaktadır. Muhasebecilerin sahip olduğu bilgileri kullanarak karar alma mekanizmasını da etkileyen, öğrenme ve tecrübe ile birlikte oluşmuş inançlardır. Çünkü inançlar temel olarak önce çevreye, sonra yöntemlere hükmeder ve karar vermek için harekete geçer.

Politik Yapı: Bir ülkede oluşan muhasebe sistemi, ülkenin siyasi yapısı, yönetim biçimi, pazar yapısı ve diğer ülkelerle olan ticari ilişki seviyesi belirlemektedir. Dolayısıyla toplumun yaşadığı kültür, yönetim biçimini ve siyasi altyapıyı etkilemektedir. Dolaylı olarak muhasebe sistemi de bu yapı içinde kurulmaktadır.

DAVRANIŞSAL MUHASEBE İLE İLİŞKİLENDİRİLEN TEORİLER

-Davranışsal muhasebe bazı teoriler ile muhasebe bilgisini üreten ve muhasebe bilgisini kullanan tarafların davranışları ile muhasebe arasındaki ilişkiyi açıklayabilmektedir.

– Söz konusu teorilere aşağıda şöyle değinildi: (Marşap ve Gökten, 2016; 349);

-Beklenti Teorisi:

-Muhasebe bilgisini üreten kişi, kayıtlarını objektif belgelere dayalı olarak gerçekleştirmektedir. Bununla birlikte Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na göre belirli işlemlerde muhasebe politikalarını ve tahminlerini belirlemekle yükümlüdür.

-Belirlenecek olan politika ve tahminlerde kişinin geçmiş tecrübeleri ve bilgi birikimleri kullanılmakta, bu durum geleceğin değerlendirilmesinde muhasebeciyi motive eden temel etkenin kendi davranışları sonucundaki beklentilerden oluşmasına sebep olmaktadır.

-Eşitlik Teorisi:

– İşletmelerde eşitlik teorisinin girdileri çalışanın eğitim düzeyi, sahip olduğu yetenekler, çalışılan iş saatleri, harcanan emek şeklinde sıralanabilmektedir. Bununla birlikte çıktılar ise maaş, prim, itibar, terfi, tanınırlık şeklinde oluşmaktadır. Bu bağlamda fayda maliyet analizlerinin karar süreçlerine yansıması ve nihai değerlendirme eşitlik teorisi çerçevesinde değişkenlik göstermektedir.

-Örneğin, işletmenin yürüttüğü faaliyetler sonucu gösterdiği performansın yüksek düzeyde karlılıkla raporlandığı varsayılmaktadır. Oluşan bu sonuca karşılık çalışanların işletmeden elde ettikleri fayda eşitlik teorisi çerçevesinde arzu edilebilir değilse çalışmalarda motivasyon kaybının yaşanabileceği öngörülmektedir.

-Amaç Teorisi:

– Kişilerin davranışlarını şekillendiren unsurlardan birini de bu teori oluşturmaktadır. Finansal raporların işletmenin genel durumu hakkında ortaya koyduğu bilgi akışı bilgi kullanıcılarının karar süreçlerinde etkin bir rol oynamaktadır.

-Dolayısıyla muhasebe, kişinin amaçları ile işletmenin amaçlarının örtüşüp örtüşmediğini ortaya koyan önemli bir unsur niteliğindedir ve paydaş davranışlarının şekillenmesinde temel rol oynamaktadır.

-Durumsallık Yaklaşımı Teorisi: İnsanların farklı koşullarda farklı davranışlar sergileyebileceğini ifade etmektedir. Konuya işletme ve muhasebe açısından bakıldığında işletmelerin içinde bulundukları çevresel faktörler onların yönetim ve örgüt biçimlerini şekillendirmekte ve diğer çevre yapılara göre farklılaştırmaktadır. Dolayısıyla çevreye uyum sağlayabilmek için hem örgüt, hem de birey değişime ayak uydurmak zorundadır.

-Vekalet Teorisi: İşletmeler yöneticiler, çalışanlar, yatırımcılar, borç verenler gibi çok sayıda farklı çıkar grubunu bünyesinde barındırmaktadır. Tüm bu grupların birbirinden farklı istek ve amaçları bulunmaktadır. Bu nedenle de çıkarları çelişmektedir. Vekalet teorisinde paydaşlar arasındaki ilişkiler ele alınmaktadır.

SONUÇ

-Muhasebe bilimi; parayla ölçülebilen bilgileri kaydedip, sınıflandırıp, özetleyen ve raporlayan bir bilimdir.

-Muhasebe bilimi hem teknolojinin gelişmesiyle birlikte hem de muhasebe bilimini uygulayan biz insanlar olduğumuz için insan psikolojisinden ve davranışlarından etkilenen pozitif bilim dallarından bir tanesidir.

-Muhasebe ye karşı olan tutumlar insani faktörler göz önüne alındığında çok farklı sonuç çıkarımlarına neden olabileceği gibi insanların yaşam tarzı, günlük hayattaki olaylar, kültürel yaklaşımlar, inançlar, ekonomik koşullar gibi insan hayatını doğrudan etkileyen durumların muhasebe bilimini ve muhasebe biliminden türetilen muhasebe bilgi sistemini doğrudan etkileyecektir.

-Dolayısıyla muhasebe bilimi finansal rakamları anlamlı bir şekilde ifade edebilse de; bu finansal rakamları hazırlayan, muhasebeyi oluşturan, muhasebeyi kullanan insan faktörünün yapısal ve ruhsal özellikleri muhasebe bilimini doğrudan etkileyebildiği ve muhasebesel sonuçlara direk etki ettiği gerçeği gözümüze çarpmaktadır.

KAYNAKÇA

-https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/370415#:~:text=Davran%C4%B1%C5%9Fsal%20muhasebe%20ki%C5%9Filerin%20bir%20muhasebe,etmeye%20%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fan%20insanlar%C4%B1%20ifade%20etmektedir.

-https://www.researchgate.net/profile/Beyhan-Marsap/publication/311966738_Davranissal_Muhasebe_Kuramsal_Yaklasim_-_Behavioral_Accounting_Theoretical_View/links/5e4e7724299bf1cdb938eb39/Davranissal-Muhasebe-Kuramsal-Yaklasim-Behavioral-Accounting-Theoretical-View.pdf

-https://www.alomaliye.com/2018/07/02/davranissal-muhasebe/

MÜCTEBA ONURHAN ÖZMUMCU

DENETÇİ-EKONOMİST

Bunlar da hoşunuza gidebilir...