Devletin dış ticarete müdahale konusunda izlediği politikaları ifade etmektedir. Diğer bir ifade ile, hükümetin ithalat ve ihracatı sınırlandırmak, özendirmek veya bu işlemlerin yapılış biçimlerini düzenlemek için aldığı önlemlerin oluşturduğu sistematik bir bütündür.
Ekonomi yönetiminde politika, ekonominin serbest işleyişine yapılan hükümet müdahaleleri anlamına gelmektedir.
Maliye politikası, hükümetlerin vergileri ve kamu harcamalarını değiştirerek, arz ve talebi etkileyip ekonomide dengeleri sağlamalarıdır.
Para politikası ise, merkez bankasının para piyasasının serbest işleyişine açık piyasa işlemleri, kanuni karşılık oranları, kredi tavanı, selektif kredi politikası gibi araçlarla müdahale etmesi, faizleri etkileyerek yatırım, tasarruf gibi makro ekonomik parametreleri değiştirmesi anlamına gelir.
Benzer şekilde dış ticaret politikası da, dış ticaretin A.Smith’in Laissezfaire, laissez passe mantığına göre serbest işleyişine devletin çeşitli araçlarla müdahale etmesi anlamına gelmektedir.
Bir ülkenin dış dünya ile ekonomik ilişkilerinin tümüne uygulanan politikaların geneline uluslararası iktisat politikası denir. Bunun alt dalları şunlardır:
-Dış ticaret politikası
-Ödemeler dengesi politikası
– Yabancı sermaye politikası
– Dış yatırım politikası
-Dış yardım politikası
Dış ticaret politikası, mal ve hizmet ihracatı ve ithalatı üzerine konulan kısıtlamalar veya teşvikleri kapsamaktadır. Ödemeler dengesi politikası ise ödemeler dengesinin otomatik mekanizmalarla sağlanamadığı durumlarda, hükümetlerin uygulayacağı harcama kaydırıcı ve harcama değiştirici politikalardan ibarettir.
Yabancı sermaye politikası, yabancı sermayenin ülke içine yatırım yapması konusunda teşvik veya izin verilip verilmemesiyle ilgilidir. Bu yatırımlar mal ve hizmet üretimine yönelik doğrudan sermaye yatırımları, hisse senedi ve tahvil gibi portföy yatırımları ve kısa süreli para piyasasına yapılan sıcak para yatırımları olmak üzere kendi içinde sınıflandırılabilir.
Dış yatırım politikası ise, bir ülkenin girişimcilerinin dış ülkelere doğrudan, portföy veya kısa vadeli yatırım yapması anlamına gelir. Kalkınma yolundaki ülkeler, ülkedeki fonların dışarı çıkmasına izin vermezler. Aynı fonlarla ülke içinde yatırım yapıldığında üretim artacak, yeni istihdam alanları ortaya çıkacak ve kısaca ekonomi kalkınacaktır. Bu amaçla sıkı kambiyo kontrolleri uygularlar.
Çoğu zaman dış yatırım yapılması yasaklanır. Serbest olduğu durumlarda da dış yatırımı caydıracak miktarlarda vergiler veya çeşitli fonlar alınır. Dış yardım politikası, bir ülkenin başka ülkelere insani amaçlarlar bazı malları hibe etmesidir. Bazen Marshall yardımlarında olduğu gibi, otomobil vb. sanayi ürünleri hibe edilir. Onun yedek parçaları ve bakımı uzun yıllar ücret karşılığı yapılır. Yedek parçaların ihracatı uzun yıllar garanti altına alınır.
DIŞ TİCARET POLİTİKASININ AMAÇLARI
Devletin dış ticarete müdahale etmesinin çeşitli amaçları vardır. Bunlar; a)Dış Rekabetten Korunma Ekonomi belirli bir seviyeye gelinceye kadar dış rekabetten korunmak zorundadır. Bir ülkede özellikle yeni kurulan sanayilerde, üretimlerinin ilk aşamalarında birim başına maliyetler yüksek olacaktır. Çünkü, üretim miktarı az olduğu için ölçek ekonomilerinden yararlanamazlar. Eğer bu aşamada dış koruma sağlanmazsa, dünyada daha önce kurulmuş ve ölçek ekonomilerinden yararlanarak çok daha düşük maliyetle üretim yapan firmaların rekabetine dayanamaz ve piyasadan çekilmek zorunda kalırlar. O zaman da ülke ekonomisi milli gelirin düşmesi, işsizliğin artması gibi olumsuz etkilenmektedir.
Hükümetler bu yüzden yerli sanayileri gümrük vergisi, kota, ithal yasakları vb. dış ticaret politikası uygulayarak korurlar. Son zamanlarda ülkelerin uyguladıkları dış ticaret politikası koruma amacına yöneliktir. Türkiye’de 1960-1980 yılları arasında uygulanan ithal ikameci dış ticaret veya sanayileşme politikası örnek olarak gösterilebilmektedir.
b)Dış Ödeme Dengesizliklerini Düzeltme Günümüzde gelişmiş veya azgelişmiş olsun, birçok ülke dış dengesizlik sorunuyla karşı karşıyadır. Ekonomik sistem açısından hem dış açık hem de dış fazla dengesizlik olarak kabul edilir. Ancak dış açıklarla daha fazla karşılaşıldığı için dış ödeme dengesizliği dendiğinde dış açıklar akla gelir. Bu ciddi bir sorundur. Bir ekonominin sürekli olarak dış fazla vermesi de ekonomide konjonktürün genişlemesine neden olur ve beraberinde birçok sorun getirir.
Fakat dış açıklar kadar baskı yaratan bir sorun değildir. Sadece dış ticaret açığı ele alınırsa, bu ihracatın az, ithalatın fazla olması anlamına gelir. Dengeyi sağlayabilmek için ya ihracatı artırmak ya da ithalatı kısıtlamak gerekir veya her ikisini aynı anda yapmak gerekir. İhracatın artırılması ancak vergi iadesi, ihracat sübvansiyonu, düşük faizli ihracat kredisi verilerek sağlanabilir. Ancak ihracat dış talep, diğer ülkelerin uygulayacağı dış ticaret politikaları, rakip ülkelerin dış ticaret politikaları, ihraç mallarının dış talep esnekliği gibi etkenlere bağlı olduğu için bir ülke hükümetlerin kontrolünde değildir. Bu yüzden dış açıkları kapatmanın kolay yoluna kaçılır ve ithalatı kısıtlama yoluna gidilerek dış denge sağlanır.
c)Ekonomik Büyüme ve Kalkınma Ülkeler ekonomik kalkınmalarını sağlamak için dış ticareti araç olarak kullanmak eğilimindedirler. Kalkınmaları için gerekli dövizi sağlamak için ihracatlarını teşviklerle artırmak isterler. Gerekli yatırım mallarının ithali için dövize ihtiyaç vardır. Az gelişmiş ülkelerin temel sorunlarından bir tanesi döviz darboğazıdır. Bunu aşmak için ihracata önem verseler bile, maliyetlerin yüksekliği, üretim sürecindeki tıkanıklıklar, kalite düşüklüğü ve uluslararası standartlara uyum gibi sorunlardan dolayı bunu başaramazlar ve döviz kaynakları sürekli kıt olur.
Kıt olan döviz kaynakları, kalkınma amaçlarına yönelik olarak makine ve teçhizat alımlarında kullanılmak istenir. Ekonomi için gereksiz ve lüks sayılan tüketim mallarının ithalatı yasaklanır, kotalar konur veya çok yüksek gümrük tarifeleri konularak ithal edilmeleri engellenir.
Yatırım ve ara mallarının ithalatına ise bu tür yolundaki ülkelerde döviz piyasası yoktur veya devletin kontrolündedir. İthalat yapmak isteyenler devletten döviz almak zorundadır. Eğer ithal edilecek mal, kalkınma için gerekli değilse döviz tahsisi yapılmaz, kalkınma için gerekli yatırım ve ara malları için ise döviz tahsisi yapılır. Böylece kıt olan döviz kaynakları kalkınma amacına yönelik olarak değerlendirilmiş olur. Türkiye’de ithal ikamesi stratejisinin uygulandığı dönemlerde birçok malın ithalatına yasak getirilmiş, birçok malın ithalatında da kota ve yüksek gümrük vergileri uygulanarak ithalatları engellenmiş, yatırım ve ara mallarına ise bu tür kısıtlamalar uygulanmamıştır.
d)İç Piyasada Monopollerin Kırılması Özellikle az gelişmiş ülkelerde piyasalar etkin olarak çalışamamaktadır. Tam rekabet piyasasının şartları özellikle üretim aşamasında aksamaktadır. Üretimde monopolleşme eğilimleri sıkça görülen bir durumdur. Monopoller ise kaynak israfı olarak değerlendirilebilir. Ayrıca bir malın üretiminde az sayıda firmanın olduğu durumlarda, bu firmalar üretim miktarını belirleme, fiyatları belirleme, teknolojik gelişmeleri almama, birbirlerinin bölgesinde satış yapmama gibi konularda açık veya gizli anlaşmalar yaparak kartelleşirler. Karteller de monopollerle aynı olumsuz etkileri gösterir.
Hükümetler çeşitli yasalar çıkararak monopollerle mücadele ederler. Ancak bu ülkelerde yeni girişimciler, monopollerin güçlü olması, yeni girişimcilerin onlarla mücadele edecek güçte olmamaları nedeniyle piyasaya giremezler. Devletin vereceği teşvikler de çoğu zaman işe yaramaz. Monopolleşmenin bu derece güçlü olduğu ülkelerde monopolleri kırmanın etkin bir yolu, o üretim dalını dış rekabete açmaktır. Yani ithalat yasaklarını kaldırmak, kotaları genişletmek, gümrük vergilerini azaltmak vb. politikalar uygulanır.
Dış ülkelerde daha önce kurulmuş, optimum kapasiteyle ve dolayısıyla düşük maliyetlerle çalışan yabancı firmalar iç piyasaya mal sattığında, monopoller de kırılmış olacaktır. Yerli üreticiler de verimliliği artırmak ve kaliteyi yükseltmek için çaba harcamak zorunda kalacaklardır. Tüketiciler de daha kaliteli malları daha ucuza alarak yarar sağlayacaklardır. Ancak bu konuda ülkeler dikkatli davranmak zorundadırlar. Çünkü bir sektörü dış rekabete tamamen açmak, o sektördeki firmaların iflası ile sonuçlanabilir. Üretimde azalma, milli gelirin azalması, işsizliğin artması ekonominin lehine olmaz. Türkiye’de iç piyasa monopollerini, 24 Ocak 1980 kararlarıyla ekonomi birçok alanda dış rekabete açılarak kırılabilmiştir.
e)Tam İstihdamın Sağlanması Eğer ülke içinde eksik istihdam varsa, bunu gidermenin yolu yeni üretim alanları açmaktır. Bu amaçla, ithalat kısıtlanır ve aynı mallar daha pahalı ve daha kalitesiz bile olsa iç piyasada üretilmeye çalışılır. İleride bu sanayilerin ölçek ekonomilerinden yararlanarak maliyetleri düşüreceği ve kaliteyi artıracağı umulur. Bu arada yerli üretim artırılır ve aynı zamanda yurt içinde kullanılmayan kaynaklara da istihdam alanı yaratılmış olur. Türkiye’de 1960-1980 tarihleri arasında uygulanan ithal ikameci sanayileşme politikası izlenmesinin temel amaçlarından biri de budur.
f)Enflasyonun Önlenmesi Talep enflasyonunun nedeni talebin fazla, arzın ise düşük olmasıdır. Bu enflasyonu önlemenin sağlıklı yönü reel ekonominin gelişmesi ve üretimin artmasıdır. Ancak üretim sürecinde baş gösteren çeşitli darboğazlar nedeniyle üretimin artırılması zordur. Bu yüzden birçok ülkede talep enflasyonunu önlemek için başvurulan yöntem, sıkı para politikası ve daraltıcı maliye politikası uygulayarak talebi azaltmak ve arz seviyesine indirmektir.
Diğer bir yöntem de ithalatın serbest bırakılması, iç piyasadaki arz noksanının ithal malları ile tamamlanmasıdır. Ayrıca, ithal girdilerden gümrük tarifesi alınmaması da maliyet enflasyonunu önleyici etki gösterir. Tersine ithal girdilere gümrük tarifesi konulması veya mevcut tarifelerin artırılması da girdi maliyetlerini yükselterek maliyet enflasyonuna neden olmaktadır.
g)Gelir Dağılımının Değiştirilmesi Dış ticaret politikası uygulayarak gelirin zengin kesimlerden yoksul kesimlere doğru yeniden dağılımı sağlanabilir. Zengin kesimin tükettiği lüks tüketim mallarına yüksek gümrük tarifeleri, yoksul kesimlerin tükettiği zaruri mallara veya bunların girdilerine düşük gümrük tarifesi uygulanması veya hiç alınmaması gelirin zenginlerden alınıp yoksullara verilmesi demektir. Zenginlerden daha fazla vergi alınırken, yoksullarınki kendilerinde bırakılmaktadır.
Kuşkusuz bu işlem maliye politikası ile de yapılabilir. Ancak hükümetler yoğun tepkilerle karşılaşabilirler. Örneğin yoksulların tükettiği mallardan katma değer vergisinin hiç alınmaması, zenginlerin tükettiği lüks mallardan alınan katma değer vergisinin artırılması aynı etkiyi gösterir. Ancak buna zenginler büyük tepki gösterir ve etkili de olurlar. Bu yüzden özellikle siyasi istikrarsızlıkların olduğu ülkelerde hükümetler bunu göze alamazlar. Oysa dış ticarete konulan gümrük tarifeleriyle fazla ilgilenilmez, fazla tepki gösterilmez.
h)Ekonomik Küreselleşme Günümüzde ekonomik ve ticari alanlarda bir küreselleşme süreci yaşanmaktadır. Örneğin üretim bir ülkede başlayıp, başka bir ülkede devam etmekte ve bir başka ülkede de tüketime hazır hale getirilmektedir. Bir ekonominin dünya ticaretinden soyutlanarak işlemesi söz konusu değildir.
Ekonomilerini dünya ekonomisine entegre etmek isteyen ve dünya ekonomik sisteminden kopmak istemeyen ülkeler, dış ticaretin önündeki tüm engelleri kaldırma yönünde politika izlerler. Türkiye de Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği kararı çerçevesinde bu ülkelerle yaptığı sanayi ürünleri ticaretinde gümrük ve diğer kısıtlayıcı engelleri kaldırmıştır. Ayrıca ticaretin küreselleşmesini görev edinen Dünya Ticaret Örgütü üyesi ülkeler de ticaretlerini serbestleştirmektedirler. Türkiye bu alandaki yükümlülüklerini de yerine getirmektedir.
ı)Gelir Sağlama Hazineye ihracat veya ithalat üzerinden vergiler alarak gelir sağlanabilir. Kuşkusuz diğer vergiler gibi gümrük vergileri de hazineye gitmektedir. İlk zamanlarda gümrük vergileri genellikle hazineye gelir sağlama amacına yönelik olarak konulmaktaydı. Hatta bu amaçla ihracattan, transit taşımacılık ve transit ticaretten de gümrük vergisi alındığı görülmüştür. Ancak günümüzde genellikle yurtiçi sanayilerini dış rekabetten korumak amacıyla alınmaktadır.
i)Dış Piyasalarda Avantajlı Duruma Geçme Dış piyasalarda, ülkenin tek üretici olduğu mallardan daha fazla gelir elde etmesinin sağlanması amacıyla da dış ticaret politikası uygulanabilir. İhracata kota konularak uluslararası piyasalarda mal kıtlığı yaratıp dış ticaret hadleri ülke lehine değiştirilebilir.
j)Otarşi Bir ülkenin kendi kendine yeterlilik politikası izlemesidir. İthalat ve ihracat devlet kontrolünde yapılır. Mecbur kalınmadıkça ve ekonomi için zaruri olmadıkça da ithalat yapılmaz. Dünya kaynakları coğrafik olarak bütün ülkelere eşit şekilde dağıtılmadığı için hiçbir ülke kendi kendine yeterli değildir. Bu yüzden az da olsa dış ticaret yapılır. Geçmişte Doğu Bloğu otarşik dış ticaret politikası izlemiştir. Ancak yine de batı ile takas şeklinde de olsa ticaret yapmak zorunda kalmıştır. Sonuçta bu politikalarını yürütememiş ve parçalanarak dışa açılmak zorunda kalmıştır. Günümüzde de dünya ekonomisine entegre olmak için çaba sarf etmektedir.
k)Sağlık ve Sosyal Nedenler Hükümetlerin belirli bir üretici grubunu korumak istemesi, ülke güvenliği, halk sağlığı, çevre sağlığı gibi sosyal veya siyasal nedenlerle dış ticarete kısıtlamalar veya teşvikler getirmesidir. Sağlığa zararlı olan kanserojen madde içeren ürünler, hava kirliliği yapan yüksek karbondioksit içeren kömür, toprağın biyolojik yapısına uymayan gübrelerin ithal edilmesi yasaklanır.
Kamu güvenliğini tehlikeye sokan silahlar ve mühimmatlar, siyasi veya dini propaganda yapan yayınlar ve uyuşturucu maddelerin ithalatı kanunen yasaklanır veya devlet eliyle yapılır. Bazı ülkelerde alkollü içkiler, porno yayın ve kasetlerin ithalatı toplum ahlakını bozduğu gerekçesiyle yasaklanır. Son yıllarda deli dana hastalığı gerekçesiyle Avrupa Ülkeleri İngiltere’den et ve et ürünleri ithalatını yasaklamıştır. Şarbon hastalığı nedeniyle ABD de Meksika’dan canlı hayvan ithalatını yasaklamıştı.
l)Siyasi ve Askeri Nedenler Ülkeler arasında ortaya çıkan siyasal ve askeri sorunlar nedeniyle ambargoların uygulanmasıdır. Irak’a uygulanan Birleşmiş Milletler kaynaklı mal ambargoları vb. örnek olarak gösterilmektedir.
DIŞ TİCARET POLİTİKASININ ARAÇLARI
Dış ticaret politikasının kullandığı araçlar çok çeşitlidir. Bunlardan en asli ve en eski olanı gümrük tarifeleridir. Diğerleri de ülkelere göre değişmekle birlikte uygulama alanı bulabilmektedir. İleriki bölümlerde daha ayrıntılı açıklamaları yapılacak olan dış ticaret kısıtlamalarının tamamı kısaca şu şekilde listelenebilir:
1) Gümrük Tarifeleri
2) Tarife Dışı Araçlar
a) Miktar Kısıtlamaları
· İthalat Kotaları
· İthalat Yasakları
· İhracat Kotaları
· Kambiyo Kontrolü
b) Tarife Benzeri Araçlar
· Çoklu Kur Uygulamaları
· Yerli Katkı Oranları
· Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Vergi
· Damping ve Anti-damping Vergisi
· Dolaylı Vergiler
· Mevsimlik Gümrük Tarifeleri
· İthalat Teminatları
· İthalat Vergileri
· İhracat Vergileri
· Fon Uygulamaları
· Fark Giderici Vergiler
c) Görünmez Engeller
3) İhracatın Teşvik Edilmesi
4) Karşılıklı Ticaret Sistemleri
5) Geleneksel Sistemler
· Takas
· Kliring
· Karşılıklı Satın alma
· Aktarma Ticareti
· Değiş-Tokuş
· Geri Satın alma
· Dengeleme Anlaşmaları
· Satın al-Sat
b) Yeni Sistemler
· Fason İmalat
· Yap-İşlet-Devret
· Leasing
· Factoring
· Forfaiting
· Barter
Serbest Dış Ticaret Politikası (Free Foreign Trade Policy) Nedir?
Serbest dış ticaret politikası, mal ve hizmet hareketlerine ülkelerin müdahale etmemesidir.
Serbest dış politikasının uygulanması ile her ülke en az maliyetle ürettiği mallarda uzmanlaşması ile dünya çapında üretim faktörlerinin etkin bir şekilde dağılımı gerçekleşecektir. Serbest dış ticaret politikasının uygulanması ile dünya çapında refah artışı gerçekleşecektir.
Serbest dış ticaretin diğer bir faydası, malların niceliksek artışı ile çeşitliliğini artırmasıdır.
Serbest ticaretin faydasının fazla olması yanında olumsuz etkisi, elde edilen kazancın muğlâk olmasıdır.
Koruyucu Dış Ticaret Politikası (Protectionist Foreign Trade Policy) Nedir?
Koruyucu dış ticaret politikası, devletlerin üreticilerini dış rekabet karşısında korumayı amaçladığı politikadır.
Koruyucu dış ticaret politikasında, devletler, yerli üreticileri korumak amacıyla dış ticarete müdahale etmektedirler.
Koruyucu dış ticarette müdahale için kullanılan araç, gümrük tarifeleridir. Gümrük tarifeleri, geleneksel araç olup zaman içerisinde farklı araçlar da söz konusu olmaktadır.
Gümrük Tarifeleri Nedir?
Gümrük tarifeleri, ithal edelin mallara hangi gümrük vergisinin uygulanacağını gösteren listelerdir.
Gümrük tarifeleri ya ülkelerin yasa organları ya da ülkelerin birbirleri ile gerçekleştirmiş olduğu uluslararası anlaşmalara göre belirlenmektedir.
Gümrük tarifeleri ikiye ayrılmaktadır:
- Otonom tarifeler,
- Sözleşmeli tarifeler.
Otonom tarifeler, ithalatçı ülkeler tarafından belirlenen tek taraflı gümrük tarifeleridir.
Sözleşmeli tarifeler ise ülkeler tarafından imzalanan uluslararası anlaşmalar ile belirlenen gümrük tarifeleridir.
Dış Ticarette Tarife Dışı Araçlar Nelerdir?
Tarife dışı araçlar, genellikle döviz çıkışına yol açan işlemleri kısıtlamak için ülkeler tarafından tek taraflı olarak uygulanan müdahalelerdir.
Dış Ticarette Miktar Kısıtlamaları Ne Demektir?
Miktar kısıtlamaları, devletlerin ithalatı ve ihracatı doğrudan miktar yönünden kısıtlaması anlamına gelmektedir.
Miktar kısıtlamaları; ithalat kotaları, yasaklamalar ve döviz kontrolü gibi önlemlerdir.
Dış Ticarette Tarife Benzeri Faktörler Ne Demektir?
Tarife benzeri faktörler, ithalatı pahalılaştırarak yerli üretimin etki alanını artırmayı amaçlayan müdahalelerdir.
Tarife benzeri faktörlerde, fiyat mekanizması ile müdahale söz konusu olmaktadır.
Dış Ticarette Görünmez Engeller Ne Demektir?
Görünmez engeller; ülkelerin halk sağlığını veya kamu güvenliği sağlamak amacıyla gerçekleştirdiği müdahalelerdir.
Bu durumda idari, teknik düzenleme veya standartlar söz konusu olmaktadır.
Dış Ticarette Gönüllü İhracat Kısıtlamaları Ne Demektir?
Gönüllü ihracat kısıtlamaları, ithalatçı ülke tarafından ülke piyasasının bozulmaması amacıyla yapılan müdahalelerdir.
Bu durumda, üretici ülkelerin mal ihracının sınırlandırıldığı kotalar söz konusudur.
Dış ticaret kısıtlamaları, aynı zamanda ihracat kotaları olarak da adlandırılmaktadır.
Anti-Damping Vergileri Ne Demektir?
Damping, üretici firmaların mallarını dış piyasada, iç piyasadan veya maliyetinden daha düşük bir fiyata satması demektir.
Damping uygulamasına karşı, anti-damping vergileri ile ithal edilen malların bedellerinin iç piyasada üretilen malların bedellerinin altında kalmasının engellenmesi amaçlanmaktadır.
Anti-damping vergisi ile başka ülkelerin dış ticarette haksız rekabetinin önlenmesi amaçlanır.
Teşvik Edici Dış Ticaret Politikası (Encouraging Foreign Trade Policy) Nedir?
Teşvik edici dış ticaret politikası ile belirli sanayi sektörlerinin gelişmesi, rekabet edilebilirliğin artırılması, döviz girdisinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Teşvik edici dış ticarete ilişkin yardımlardan bazıları şunlardır:
- Vergi iadesi,
- Navlun ödemeleri,
- Tercihli döviz kuru,
- Eğitim yardımı,
- Piyasa araştırmaları,
- İstihdam desteği,
- Fuar ve sergi katılımlarının teşvik edilmesi.
Türkiye’de Uygulanan Teşvik Edici Dış Ticarete İlişkin Yardımlar Nelerdir?
Türkiye’de uygulanan teşvik edici dış ticarete ilişkin yardımlardan bazıları ise şunlardır:
- Yurt dışı ofis mağaza işletmeler ve tanıtım faaliyetlerine ilişkin yardımlar,
- Çevre koruma yardımları,
- İhtisas fuarlarına ilişkin yardımlar,
- Pazar araştırmasına yönelik yardımlar,
- Ar-Ge yardımları,
- Eğitim yardımları,
- İstihdam oluşturmaya yönelik yardımlar,
- Patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım yardımları,
- Marka tanıtım ve Türk malı imajına yönelik yardımlar.
SONUÇ
Ülkelerin ekonomisinde dış ticaret çok önemlidir. Dış ticaret ülkelerin ekonomilerini geliştirmesinin yanı sıra ülkeler arasındaki rekabeti ve ekonomik açıdan global canlılığı da beraberinde getirmektedir.
Dış ticaret ithalat ihracat yapmaktan da öte ekonomik açıdan bir ülkenin kültürünü de yansıtmaktadır. Çünkü ülkeler birbirleriyle yaptıkları ticaretle birlikte kültürel anlamda da birbirleriyle etkileşim halinde olmaktadırlar.
Dış ticaret ekonomik açıdan bakıldığında hem maliye politikası araçları hem para politika araçlarının yanı sıra dış ticaret politikalarıyla birlikte bir ülkenin hem ekonomik istikrarını hem de ekonomik sürdürülebilirliğini belirleyen en önemli araçlardandır.
Ekonomik istikrarın bir ülkede sağlanabilmesinin en büyük yollarından biri olan dış ticaret ülkelerin ihracat hacmini artmasıyla birlikte ülkelerin kalkınmasında da en büyük pay sahibidir. Ülkelerin üretim kapasitesinin artması ülkelerin ihracatlarının gelişmesine yol açmakla birlikte ülkelere giren döviz girişleriyle hem cari açıdan hem de kalkınma açısından ülkelere çok büyük ekonomik rahatlama sağlamaktadır.
Eğer ülkeler ihracatlarını ithal girdilere göre belirliyor veya ihraç ettikleri hammaddeleri ürün olarak daha fazla maliyetli bir şekilde ithal ediyorlarsa o ülkenin veya ülkelerin ekonomik istikrar ve ekonomik bağımsızlık açısından gözden geçirmesi gereken önemli kalemler mevcuttur.
Dış ticarette ithalatın ülkelerin ekonomisini olumsuz etkilememesi için ülkelerin hem ekonomik açıdan hem de yasal süreçler açısından koydukları kurallar ve kısıtlamalar vardır.
Ancak ülkeler ihracatı teşvik etmek için üreticilere teşvikler ve kolaylıklarda sağlamaktadır.
Ülkeler arası ticarette yani dış ticaretin güvenli olabilmesi için ülkelerin hem siyasi açıdan hem de hukuki açıdan gelişmesi çok önemlidir. Çünkü ülkeler arası dış ticaretler özellikle ülkeler ihraç pazarı için kendilerine ülkeler arıyorlarsa ülkenin ekonomik olarak ta hukuki olarak ta siyasi olarak ta güvenilir olması olmazsa olmazdır.
Toparlamak gerektiğinde; dış ticaret ekonomik açıdan ülkelerin gelişmesine, kalkınmasına ve ekonomik istikrarını doğrudan etkileyen bir bileşendir. Dış ticaret ülkelerin güvenilirliğini etkileyen en büyük araçtır.
KAYNAKÇA
-https://dspace.trakya.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/trakya/809/Ali%20HACIO%C4%9ELU.pdf?sequence=1&isAllowed=y
-https://kenancelik.net/wp-content/uploads/2021/01/PDF8B6B-8-DISTICPOLGIRIS-VE-KORUMACILI.pdf
-https://www.ekinhukuk.com.tr/dis-ticaret-politikalari-nelerdir/
-https://tr.wikipedia.org/wiki/D%C4%B1%C5%9F_ticaret_politikas%C4%B1#:~:text=D%C4%B1%C5%9F%20ticaret%20politikas%C4%B1%20(veya%20uluslararas%C4%B1,oldu%C4%9Fu%20y%C3%B6ntem%20ve%20kararlar%C4%B1%20olu%C5%9Fturur.
Mücteba Onurhan ÖZMUMCU
Denetçi-Ekonomist